İyi Hisset Söyleşileri

              

Zoom üzerinden gerçekleştirdiğimiz “İyi Hisset Söyleşileri”nin ilkine “Nasıl düşünüyorsan öyle hissedersin” konusu ile başlamıştık ve orada duygu, düşünce, davranış döngüsünü tanıyıp, bu bileşenlerin birbirini nasıl etkilediğini ve bazı işlevsel olmayan düşüncelerimizi ele almıştık. 

Yapacağımız söyleşide ise bu işlevsel olmayan,  olumsuz düşüncelerimizin kökenine inip nereden kaynaklandıklarını görmeye çalışacağız ve neler yapabileceğimizi konuşacağız. 

Söyleşiye katılmak için yapmanıza gereken  biriyihissetmeyolculugu@gmail.com adresine söyleşiye katılmak ve duyurulardan haberdar olma isteğinizi belirttiğiniz bir mail göndermek.  Söyleşiden bir gün önce mail ile zoom toplantı linki iletilecek. 

Sizlerle ve bunları duysa keşke diyeceğiniz kişilerle 18 Mayıs çarşamba günü, saat 21:00’de bir arada olmak dileğiyle..

Mutluluk Veren Tarifler ve NONİ BAKERY

Yaptığı tatlı tuzlu elini attığı herneyse, lezzetleri bir yana onu diğerlerinden ayıran en önemli yanı, ince detaylardaki özeni ve ayrıcalıklı zevki... Sadece güzel tariflerini öğrenmek için değil, zevk geliştirmek ve yaptığı işlerde özenin en iyi halinin sonuçlarını görmek için de takip etmeli onu. 
Benim zevk anlayışıma katkısı tartışılmaz Canım Noni Bakery'min. 

İyi onu tanıdım, "bugünkü ben"e olan katkısı için ona teşekkür ediyor, onu tanıdığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.

İyi ki varsın "NONİ BAKERY", iyi varsın canım arkadaşım...
Birbirinden güzel tarifler ve zevkli paylaşımlar için instagram hesabını ve Youtube Kanalını takip edin🎈

Çocuklara Matematik Nasıl Sevdirilir?


Üniversitede (önce) matematik okudum. Çatlak biraz galiba dediğimiz matematik profesörleri bize şimdi düşünüp de ah ah diye hayranlık duyduğum halleri ile matematiği anlatmaya çalışırlardı. Matematik bir sanattır derdi biri, diğeri de bir şiir. Bir profesör hocamız bir arkadaşımıza soru sorup cevap alamayınca "Sen hiç şiir okudun mu? Okusaydın bu soruyu cevaplayabilirdin." demişti de en çatlağı o gibi gelmişti. Bir diğeri tahtaya bir teorem, bir eşitlik, ifade yazdıktan sonra tahtanın karşısına geçer, gözlerini kısar, elini çenesine koyup öylece bakar ve nasıl etkilenirdi yazdıklarından. Biz de tiyatro izler gibi izlerdik hocamızı. Sonra birden bir elini yukarı kaldırıp yüksek perdeden bir sesle içten bir dua ederdi, "Toprağın bol olsun Riccati!" diye mesela.

Hocalarımızın bu kadar etkilendiği matematik bilimi nasıl oluyor da öğrenciler tarafından bu kadar sevilemiyor, ona karşı oluşturulan direnç kırılamıyor?

Nereden başlasam acaba?

Kitap Kolik

Kitap okutmayı ve kitap incelemeyi çok seven 5 yaşına girmek üzere olan bir kız çocuğunun annesi olarak yazıyorum bu mesajı. 
Kızıma kitap sevgisini kazandırmış olabileceğini düşündüğüm yaklaşımımı paylaşmak istedim. 
Kitap fuarı 12 Kasım'da başlıyor bu yıl ve ben çekçekli bavulumu alıp fuara gitmek için heyecan duyuyor, gün sayıyorum. Kızım da aynı heyecanı paylaşıyor benimle ona getireceğim bir çekçekli bavul dolusu kitaba kavuşmak için. Emin olun bavulun içinde 2-3 kitap benim için oluyor sadece, diğerleri kızımın.  
Bence çocuğun kitabı sevmesi için çocuğun ebeveynini kitap okurken görmesinden çok onun kitap için ne kadar heyecanlandığını görmesi çok daha önemli. Bir şey için heyecanlanmak merak uyandırmanın ilk ve en basit yolu bana göre. 

Evlilik


"Büyükler sayılara bayılır. Tutalım, onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile. 'Kaç yaşında?' derler, 'Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor?' Bu türlü bilgilerle onu tanıdıklarını sanırlar. " 

Küçük Prens'ten aldığım bu bölüm size ne düşündürttü? 

Bana insanların eş seçerken yaptığı hatayı gösterdi diyebilirim. Düşünsenize birinin evleneceğini duysanız soracağımız sorular ne olurdu?  Muhtemelen ikinci gruptakiler! 

Bir Haftada Moskova!



Moskova'da yaşarken ve sonrasında bir sürü Moskova gezi yazısı yazmış olmama rağmen sıranın neden büyülü Kızıl Meydan'ı yazmaya gelmemiş olmasına hep şaşırırdım. İlk fırsatta yazayım deyip yine de ertelerdim. Kısmet bir vesile ile bugüneymiş.
 Hayatınızın unutulmaz anlarının neler olduğunu düşünüp gözünüze getirdiniz mi hiç? Benim o anları düşünürken aklıma ilk gelen bir masalın, rüyanın içinde hissettiren karlı bir Kızıl Meydan gecesidir. Ama şunu da ifade etmek zorundayım ki ne kadar gidersem gideyim o kapıdan geçip de uzaktan pastayı görünce yüzümde hep bir gülümseme içimde hep bir kıpırtı oldu. Umarım birgün Moskova'ya giderseniz Kızıl Meydan'a  girişinizde hava, ışık, hissiyatınız bir rüyayı yaşıyor olmanızı destekleyecek nitelikte olur da aldığınız haz kat kat artar.

Hey Gidi Montessori

,

Hey gidi Montessori! Aklın yolu bir değil mi! Bu eğitim metodu ile tanıştığım dönemde Montessori öğretmeni kuzenim "Senin içine Montessori kaçmış!" deyince bana ne sevinmiştim! Bence onunla aklımızın yollarını birleştiren şey kitabın üzerinde yazan "Bana kendi kendime yapmayı öğret!" ifadesi ile ilgili. İlkokul 1. sınıftayken ablam da aynı okulda 5.sınıfa gidiyordu ve ben ders sonu zili çalınca nasıl toparlanıp da fırlıyordum dışarı eve gitmek için görmeniz lazımdı! Derdim Basınköy'den E-5'i üst geçitle geçip ablama yakalanmadan Cennet'teki evimize tek başıma gitmekti. Bunun için hergün mücadele veriyordum. Kendi kendime gidebildiğimi görene kadar ben önde o arkada koşmaca şeklinde devam etmişti o günler. Bir şeyi kendin yapmanın, başarmanın hazzı o kadar büyük ki bazen maalesef biz büyükler sabırsızlık edip bu hazzı yavrularımızın elinden almaya çalışıyoruz. Çocuklarımız bir süre mücadele edip ısrarla bir şeyleri kendileri yapmaya çalışıyor, sonra vazgeçip teslim oluyorlar büyüklerine, kendi işlerini ya da onları hayata hazırlayacak, özgüven kazanmalarını sağlayacak işleri  başkalarının yapmasına. Kızımda çaba sarf etmeden uyguladığım şey duymaktan hiç hoşlanmadığım yapamazsın, düşürürsün, düşersin gibi gelişmin önünü kesecek sözlerden kaçınmak ve ona, yapmak istediği şeylerde en azından denemesi için fırsat vermek ve bu süreci tabi ki sakinlikle ve sabırla izlemek. Birine zor gelen bir şeyin başkasına da zor gelmesi gerektiğini oldum olası anlamamışımdır. Belki o sadece ona, buna, sana göre zor, ne belli! Hem denemekten ne çıkar, belki bir oluru vardır. Betül'ün okulu Gymboree'deki bir psikolog söyleşisinde, psikolog hanımın bu konu ile ilgili söylediği çok güzel bir söz vardı. Geçiçi çözümleriniz korse gibidir. O an için iş görür ama çözüm değildir. Bir gün mutlaka patlar :) 

Amsterdam'daki Eviniz


Gezi Tarihi: 02.10.2012

Amsterdam'daki eviniz derken inanın hiç abartmadım. Gelin baştan anlatayım. Bamtur'dan Benelux turu almıştık. Turun iki hafta öncesinde (vize alınmıştı) iptal edildiği bilgisini alınca ki Bamtur'dan yediğimiz kazığı ve bir yılı geçmesine rağmen parayı hala geri alamayışımızı yakın zamanda burada yazacağım, kendimiz gidelim diye karar aldık. Homelidays isimli siteyi daha önce duymuştum. Homelidays bütün dünyada villadan, çiftlikten tutun da stüdyo daireye kadar her tipten evin günlük kiralanabildiği bir site. Girip oradan bir bakayım dedim ve bir kaç daire için mail gönderdim. Maillerden birine cevap Türkçe geldi. Şansa koskoca Amsterdam'da gelip gidip bir Türk'ün evini bulmuşum. Hemen konuşup anlaştık. Şans bizden yana oldu ilk yurt dışı tatilimizde. Sevgili ev sahibemiz Çiğdem de ilk kez bir Türk aileyi ağırlayacak olmanın heyecanı içerisindeydi. Daha gitmeden bize bir çok konuda rehberlik etti, önerilerde bulundu.

Ne Çektin Be Montessori !



NTV'de yayınlanan Olağanüstü Kadınlar belgesel serisinin sekizinci bölümü Maria Montessori'ye ayrılmış. Belgesel oldukça ilgi çekici. Onun hayatını, metodunu anlatırken aynı zamanda Mussoli'nin İtalya'sı ve yüzyıl öncesinin Avrupa'sı çok ilgi çekici ve sürükleyici bir şekilde aktarılıyor. Montessori Montessori olmuş ama ne çekmiş onu da gösteriyor. Ne azimli, ne hırslı, ne idealist bir kadınmış öyle. Helal olsun! O dönemde üniversitede bütün erkek öğrenciler anfide yerini almadan kız öğrenciler anfiye giremezmiş. Tıp eğitimi aldığında yanında erkekler varken kadavrada çalışması uygun görülmediğinden bunu ancak yalnızken yapabiliyormuş; evli kadınlar çalışamadığından hamile kaldığında evlenememiş, çocuğunu bir çiftlikteki aileye teslim etmiş ve oğlunu bir teyze gibi ziyaret etmiş. Daha neler neler... İlginizi çektiyse hepsi aşağıdaki belgeselde...






Neden Montessori Metodu?


Gün geçtikçe Montessori Metodu'na ilgim artıyor ve bu konuda edindiğim bilgileri burada da paylaşmak istiyorum. Bunlardan biri de Montessori ile tanışmama vesile olan okul öncesi eğitim öğretmeni olan kuzenimin ki o bu sene Bahçelievler Bölgesindeki bir okuldaki sınıfında öğrencilerini bu metod ile  yetiştirmeye başlayacak, bu metodun İstanbul'daki devlet okullarında uygulanmasının önderi Montessori Eğitim Sistemi’nin gönüllü proje koordinatörü olan Sayın Hayriye CİNBİR ile yaptığı ropörtaj. Aşağıda ilgili röportajı bulabilirsiniz. Umarım sizin de ilginizi çeker.